19 Aralık 2011 Pazartesi

atanamayan öğretmenler

Senede 2-3 ay tatil yapıp, ders saatini ayarlayıp bazen haftada 3 gün çalışıp, neredeyse devlet hastanesinde çalışan bir doktor kadar maaş alan ve bunun üstüne ' kutsal meslek ' icra ettiği iddaa edilen (ki bence doğru ! ) öğretmenlere bu konuda biraz haksızlık yapılıyor çünkü ders saatleri dışında da bir sürü hazırlık gerektiren, omuzlarına 50-60 öğrencinin sorumluluğunu yükleyen bir meslek bu.

Bunun dışında asıl anlamakta zorlandığım olay, yeri geldiğinde bir işletme, uluslararası ilişkiler veya en basit bir mühendislik bölümüne bile kıyasla kazanılması çok daha kolay olan öğretmenlik bölümüne başlayıp , kısmen daha sıkıntısız bir şekilde mezun olan öğretmenlerin hepsine devlet acaba iş bulmak zorunda mı? Bu kadar avantajlarına rağmen , bir de mezun olur olmaz iş garantisi istemek de neyin nesi ? Nasıl bir işletme mezunu özel sektörde kendine yer bulmak adına staj , yabancı dil vs. kendini geliştirip anca asgari veya biraz üstünde ücretlerle işe başlıyorsa , öğretmenler de madem bu kadar kalifiye olduğuna göre özel okullarda şansını deneyebilir.

Ha derseniz ki özel okulların da kapasitesi belli, o zaman nasıl bir makina mühendisi gerektiğinde muhasebede çalışıyorsa veya bir işletme mezunu büyük bir markette reyon görevlisi olarak çalışıyorsa, bir öğretmenlik bölümü mezunu da şansını başka sektörlerde deneyebilir.

200.000 atamayan öğretmenin canı can da, yıllarca çok daha fazla çalışıp, çok daha iyi bölümlerden mezun olup asgari ücretle işe başlayan kişilerin ki patlıcan mı?