Gazete veya televizyonlarda ne zaman bu tarz haberler görsem şaşırıyorum, yok '' Ali Koç yabanci dillere çok hakim, eğitimli bir beyefendi '' , yok '' Mustafa Sabancı gerçekten çok girişimci bir işadamı '', '' Ümit Boyner türk kadınına örnek ve azimli bir işkadını '' , yok '' Rahmi Koç teknesiyle dünyayı gezdi, gurur duyalım ''.
Yahu katrilyonluk ailelerin eline doğan bu insanlar eğitimli ya da girişimci olmayacak da kim olacak? Dünyanın en iyi okullarında eğitim görme şansı yakalayan bu insanlar beyefendi-hanımefendi olmayacak da biz mi olalım! Tam teçhizatlı trilyonluk yatıyla ve onlarca mürettabayıtla bu beyefendi dünya turuna çıkmayacak da Bursaray metrosuyla ben mi çıkacağım!!!
Trilyonluk bütçelerle ve emrindeki insan ordusuyla yeni yatırımlar yapan bu insanlar , soyadının getirdiği avantajları kullanıp başarılı oldukları için daima önyargılı yaklaşırım ben, azimleri asıl takdir edilmesi gereken insanlar asgari ücretle kirasını ödeyip, çocuğunu okutmaya çalışan insanlardır.
Asıl övülmesi gereken adamlar bence tabiri caizse hayata 1-0 hatta 5-0 yenik başlayıp şu an iyi mevkilere gelmiş insanlardır, mesela Mehmet Şimşek. Batman'ın ücra bir köyünde doğan Mehmet Şimşek hep zor şartlarda devam edebildiği okullarıunı birincilikle bitirip, burs ile İngiltere'ye gidiyor , daha sonra yüksek lisansını dahi İngiltere'de tamamladıktan sonra ünlü yatırım bankalarında çalışıp en son Maliye bakanı oluyor, asıl başarı budur. Veya Tunceli'nin küçük bir ilçesinde doğan Kemal Kılıçdaroğlu da aynı Mehmet Şimşek gibi kendini yetiştirip zor şartlarda ve tam 6 kardeşiyle beraber okullarını birincilikle bitirip, SSK'nın başına kadar yükselmiş ve en sonunda da biraz da siyasi manevraylaé Atatürk'ün partisi CHP'nin başına geçen ilk kürt asıllı genel başkan olmuştur, yine geldiği yer ve biraz da etnik kimliği nedeniyle takdir edilecek bir örnek.
22 Ocak 2011 Cumartesi
21 Ocak 2011 Cuma
gurur duydum
Önce haberi ' kopyala-yapıştır ' lıyım buraya:
'Spor Kulüplerinin Sorunları ve Sporda Şiddetin Önlenmesi' amacıyla oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu, sefere çıkıyor.
5'er vekilden oluşan iki heyet, İngiltere'de Arsenal ve Chelsea ile İspanya'da Real Madrid ve Barcelona'nın maçlarını seyredecek.Vekiller, Barcelona'lı Messi, Real Madrid'li Cristiano Ronaldo gibi yıldızları izleme imkanı bulacak.
KURADAN MAÇ ÇIKTI
16 kişilik komisyondan maça gidecek 10 isim kurayla belirlendi.
21 Ocak'ta Londra'ya gidecek ekip, Arsenal ve Chelsea'nın maçlarını 250 poundluk birinci mevkiden izleyecek.
Komisyon, holiganlara karşı İngiltere'nin aldığı önlemleri yerinde görecek. Holigana hapis cezası getiren ülkede resmi temaslar da planlandı. İngiliz İçişleri Bakanlığı'nın 'Sporda Şiddeti Önleme' bölümü de ziyaret edilecek.
İkinci heyet, 24 Ocak'ta İspanya'ya giderek Barcelona, Madrid, Malaga'da temaslarda bulunacak. Barcelona ve Real Madrid gibi takımların maçları izlenecek. İki kulüpten, Türk kulüplerinin mali sorunlarını aşması ve şiddetle mücadele gibi konularda fikir alınacak. Spor okulları, federasyon, Ulusal Meclisi ve üniversitelerle görüşmeler yapılacak. İki heyet dönüşte verileri raporlaştıracak
Şiddeti önlemek için dünyanın en popüler takımlarının maçlarını 1. mevkiden izleyecek ( ki hep taşkınlık yapanlar da o mevkide oturduğu için yerinde bir karar!!!) olan bu ekibe 2 tane öneride bulunmak istiyorum:
1-) Türkiye'deki fuhuş sorununu çözmek için, Moskova'ya bir heyet göndersinler, heyetteki vekiller fuhuşun en yoğun olduğu bölgelerde işin içindeki pazarlama uzmanlarıyla!!! görüşsünler, otellerde incelemede bulunsunlar ve ayrıntılı bir rapor yazsınlar
2-) Yine ülkemizdeki kumar sorununa parmak basmak için Las Vegas'a bir heyet gönderilsin, temsilciler en baba kumarhanelerde olayın psikolojisini iyice anlamak için bütçeden maksimum oyun çip'i alsınlar, sabaha kadar rulet-kollu makina vs. oynasınlar ve ayrıntılı bir rapor yazsınlar
Her ülkeye böyle fedakar vekiller dilerim.
20 Ocak 2011 Perşembe
arkadaşlar çalışıyor
8 yılı aşkın süredir iktidarda olan hükümete alternatif olabileceğini düşündüğümüz Kemal Bey'e ne zaman bir sorun hakkındaki düşüncesi sorulsa , verdiği yanıt aynı : ' arkadaşlar çalışıyor '. Sanırım iktidara geldiğinde de 7/24 çalışan şu malum arkadaşlar yönetecek ülkeyi!!
Biraz da süper vaatlerine takıldım Kemal Bey'in. Dediğine göre iktidara gelirlerse her ev kadınına 600 tl maaş bağlayacaklarmış, güzel de haftada 45+ saat ve sigortasız aynı paraya çalışan kadınlar o zaman evde otursa daha iyi değil mi?
' Bana Kemal bey demeyin ', ' Ona Recep bey diyin ' tarzı muhalefeti bırakıp , gerçekçi projelerini anlatmaya başlamazsa, bu haziranda da CHP'ye hezimet gözüküyor.
Biraz da süper vaatlerine takıldım Kemal Bey'in. Dediğine göre iktidara gelirlerse her ev kadınına 600 tl maaş bağlayacaklarmış, güzel de haftada 45+ saat ve sigortasız aynı paraya çalışan kadınlar o zaman evde otursa daha iyi değil mi?
' Bana Kemal bey demeyin ', ' Ona Recep bey diyin ' tarzı muhalefeti bırakıp , gerçekçi projelerini anlatmaya başlamazsa, bu haziranda da CHP'ye hezimet gözüküyor.
kara elmas
Saatlerce ne kadar demokrat olduklarına ve '' kömür-mercimek demokrasisi '' gütmediklerine dair konuşabilirler, ambalaj iyi, hitap yeteneği süper, populizm desen dibine vurmuşlar ama satır araları hep asıl niyetlerini ele veriyor.Sessiz sedasız yasaya eklenen bir maddeyle, Türkiye Kömür İşletmesi, ihalesiz bir şekilde istediği kişiden, istediği fiyata kömür alabilecek. 8 yılda şimdiye kadar 10 milyon ton kömür dağıtan hükümet, bu sene de 2 milyon ton daha dağıtıp rekorunu kıracak. Bu sene gerçekten çok önemli , çünkü üstüste 3. seçimi kazanmak demek Tayyip Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı yolunu açmak demek.
Ah şu satır araları, ambalaj olarak yok kadın hakları , yok darbeciler yargılancak derken öyle kritik maddeler yutturuldu ki, ah şu satır araları...
Ah şu satır araları, ambalaj olarak yok kadın hakları , yok darbeciler yargılancak derken öyle kritik maddeler yutturuldu ki, ah şu satır araları...
18 Ocak 2011 Salı
klişe 3. sayfa haberleri
Artık gına getiren bazı türk medyası klişeleri ( en çok da sabah gazetesi ve ATV’de rastlamaya başladım bu haberlere)
Alkollü şöför kaza yaptı : 2 ölü, 1 yaralı
ODTÜ’lü genç motosikletiyle bariyerlere çarptı : bilmem kaç ölü
Genç mühendis atla ilişkiye girerken yakalandı : at sahibine teslim edildi falan filan…
Bir kez de şu gazetelerde ‘’ Yeşilaycı şöför kaza yaptı ‘’ , ‘’ hayatında ağzına içki sürmeyen mümin otobüste fortlarken yakalandı ‘’ , ‘’ tapu kadastro memuru camdan düştü, kafasından pekmezi aktı ‘’ ‘’ kaza yapan araçta bulunan süt şişeleri dikkat çekti ‘’ blabla tarzı haberler niye yok kardeşim ?
Devamlı tek kelimeyle saçma sapan dikkat çekme, haberin içeriği sıradan da olsa okutma ve sonunda ‘ tıklama ‘ başına reyting alma çabaları. Kaza yapan birinin arabasında bira şişeleri bulunması neyi değiştirir ? Belki önceki gece içti ve boş bira şişelerini atmadı veya bariyerlere çarpan gencin ODTÜ’lü olması çok mu önemli? Zonguldak Karaelmas üniversitesi öğrencileri hiç kaza yapmıyor mu bu ülkede? ODTÜ’lü vurgusunun amacı nedir ?
Yazıyı Milliyet gazetesinin benzer bir haberiyle bitiriyorum, buyurun buradan yakın ( sanki herhangi biri ata tecavüz etse normal karşılayacaklar! )
MAKİNE MÜHENDİSİ ATA TECAVÜZ EDERKEN YAKALANDI
17 Ocak 2011 Pazartesi
türk işi demokrasi
'' ananı da al git '' der, demokrasi...
Beğenmeme hakkına sahip olduğu sanat eserine hakaret eder, demokrasi...
Çok içenleri tasvir etmek için '' aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar '' der, demokrasi...
Fakat, statta insanlar '' yuh '' çekince, terbiyesizlik...
Bir de spora siyaseti karıştırmama temennileri var tabii:
Basketbol federasyonu başkanı basket sahasının ortasında '' inşallah referandumda da hayır '' çıkacak der, tısss...
2002'den önce 3. ligde bile olmayan Kasımpaşa şimdi süper ligde oynar ve stadı yenilenir (neredeyse mahallenin nüfusundan daha fazla seyirci kapasiteli ), tısss...
Diyarbakır mitinginde Hakan Şükür ve Suat Kaya AKP atkılarıyla sahneye çıkarılıyor, tısss...
Yumurtacı eski bakan Yılmaz Büyükerşen'i devirmek amacıyla, sanki kendi cebinden veriyormuş gibi Eskişehir'e oyuncu transfer ettiriyor, tısss...
Gökçek hanedanı önce Ankaraspor'a sonra Ankaragücü'ne el atar, tısss..
Fakat, stat açılışında insanlar yuhlamaya başlayınca , '' spora siyaseti karıştırmayalım ''....
turkish demokrasi dedikleri bu herhalde...
Beğenmeme hakkına sahip olduğu sanat eserine hakaret eder, demokrasi...
Çok içenleri tasvir etmek için '' aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar '' der, demokrasi...
Fakat, statta insanlar '' yuh '' çekince, terbiyesizlik...
Bir de spora siyaseti karıştırmama temennileri var tabii:
Basketbol federasyonu başkanı basket sahasının ortasında '' inşallah referandumda da hayır '' çıkacak der, tısss...
2002'den önce 3. ligde bile olmayan Kasımpaşa şimdi süper ligde oynar ve stadı yenilenir (neredeyse mahallenin nüfusundan daha fazla seyirci kapasiteli ), tısss...
Diyarbakır mitinginde Hakan Şükür ve Suat Kaya AKP atkılarıyla sahneye çıkarılıyor, tısss...
Yumurtacı eski bakan Yılmaz Büyükerşen'i devirmek amacıyla, sanki kendi cebinden veriyormuş gibi Eskişehir'e oyuncu transfer ettiriyor, tısss...
Gökçek hanedanı önce Ankaraspor'a sonra Ankaragücü'ne el atar, tısss..
Fakat, stat açılışında insanlar yuhlamaya başlayınca , '' spora siyaseti karıştırmayalım ''....
turkish demokrasi dedikleri bu herhalde...
yuh
Cumartesi akşamı Türk Telekom Arena ( TT Arena diye kısaltan insanların TT'yi '' ti ti '' okumasını da anlayamıyorum, okumayı İngiltere'de mi söktük hepimiz? ) 'da yaşanan ve ülkenin gündemine oturan yuhalama hadisesi hakkında 4 adet yorum, buyurun buradan yakın:
1-) Öncelikle şu linke bir göz atın : http://www.youtube.com/watch?v=srwiWQEQTRU
TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar'ın yaptığı akılalmaz ve kışkırtıcı saçma sapan bir konuşma, hayatımda böyle bir açılış-kutlama konuşması görmedim, sanki konuşma metinlerini karıştırmış gibi, can alıcı kısımlarının yazılı hali de şöyle:
'' Galatasaray Yönetimi Ali Sami Yen ile ilgili kiracılık yükümlülüklerini yerine getiremezken bize geldi. Hem Ali Sami Yen’de hem de burada yükümlülüklerini yerine getiremedi. Özhan Canaydın’ın karşımıza gelip naif ve sessiz sedasız duruşu dün gibi aklımda’ ; '' Fenerbahçe’ye de Ataşehir’de kapalı spor salonu yapıyoruz’'
Rahmetli bir insanın arkasından kounşmasını geçtim, eski merhum başkan hakkında '' ezik duruyordu '' iması içeren saçma sapan bir giriş, araya ezeli rakibi karıştırma ve daha niceleri, diyecek söz bulamıyorum.
Düşünün , diyelim ki Barcelona yeni stad yapıyor ve İspanya'nın TOKİ'si ( biz TOKELLA diyelim ) bu inşaatı üstleniyor, daha sonra stad açılıiı için TOKELLA'nın başkanı stada geliyor ve '' Barcelona eski stadında kirasını bile ödeyemiyordu, eski başkan Laporta'nın naif ve masum duruşu da hala gözümün önünde, ayrıca Real Madrid'e de spor salonu yapacağız '' diye bir konuşma yapıyor, sizce o adam yuhalanmız mı? Kan alırlar, kan...
Bu 1 numaralı açıklama, tamamen '' Galatasaray taraftarı nankörlük edip başbakanı eleştirdi '' diyenlere gelsin ( Kral tv istek şarkı yazısı gibi oldu ).
2-) Velev ki başbakan yuhalandı ( bu '' velev ki '' sözünü de başbakandan öğrenmiştim, kaderin cilvesi ) , dünyanın her yerinde siyasiler yuhalanır ve hiç bir yerde sesini çıkarmasına izin verilmeyen halk nerede iktidar hakkında tepkilerini ortaya koyabilir başka ?
3-) Halkın vergileriyle yapılan bir stad ve başbakan tam bir padişah edasıyla '' Galatasaray ile hala anlaşma yapılmadı, bir allah'ın kuruşu katkı yapmadılar '' diyor, diyelim ki ''tek adam '' olarak Erdoğan yaptırttı stadı! fakat benim bildiğim etik olarak ve adab-ı muaşeret olarak bir insan verdiği hediye ya da lütfu hediye verdiği kişinin yüzüne vurmamalı, allah allah!!!
Ama bu iktidar, halkın vergileriyle kömür-mercimek ile yardım yapıp karşılığında oyları almaya alışmışlar, şimdi yine vergilerle böyle bir stad karşılığında sanırım 40.000 kişinin sevgi gösterisi yapmalarını bekliyorlardı, oh ne ala, vergileri akıt karşılığında itibar-oy-tezahürat vs.
4-) '' Galatasaray bir allah'ın kuruşu yardım etmedi '' lafı da kafamı kurcaladı, benim bildiğim Galatasar Ali Sami Yen stadındaki 40 küsur senelik kuulanım hakkından vazgeçti, TOKİ stad karşılığında Ali Sami Yen'in arsasını pazarlıyacak ve hatırladığım kadarıyla ikisi birbirini götürüyordu.
Bonus : O yuhalanmalar sayesinde uzun zaman sonra ilk kez Galatasaraylı olmaktan gurur duydum fakat Adnan Polat'ın Galatasaray adına herkesten özür dilemesi ve yuhalayanları tespit edeceğiz demesi de ( Yuhalamanın nesi suç , sen nasıl tespit edip bu insanların stada girişini engellersin ) beni çok utandırdı.
1-) Öncelikle şu linke bir göz atın : http://www.youtube.com/watch?v=srwiWQEQTRU
TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar'ın yaptığı akılalmaz ve kışkırtıcı saçma sapan bir konuşma, hayatımda böyle bir açılış-kutlama konuşması görmedim, sanki konuşma metinlerini karıştırmış gibi, can alıcı kısımlarının yazılı hali de şöyle:
'' Galatasaray Yönetimi Ali Sami Yen ile ilgili kiracılık yükümlülüklerini yerine getiremezken bize geldi. Hem Ali Sami Yen’de hem de burada yükümlülüklerini yerine getiremedi. Özhan Canaydın’ın karşımıza gelip naif ve sessiz sedasız duruşu dün gibi aklımda’ ; '' Fenerbahçe’ye de Ataşehir’de kapalı spor salonu yapıyoruz’'
Rahmetli bir insanın arkasından kounşmasını geçtim, eski merhum başkan hakkında '' ezik duruyordu '' iması içeren saçma sapan bir giriş, araya ezeli rakibi karıştırma ve daha niceleri, diyecek söz bulamıyorum.
Düşünün , diyelim ki Barcelona yeni stad yapıyor ve İspanya'nın TOKİ'si ( biz TOKELLA diyelim ) bu inşaatı üstleniyor, daha sonra stad açılıiı için TOKELLA'nın başkanı stada geliyor ve '' Barcelona eski stadında kirasını bile ödeyemiyordu, eski başkan Laporta'nın naif ve masum duruşu da hala gözümün önünde, ayrıca Real Madrid'e de spor salonu yapacağız '' diye bir konuşma yapıyor, sizce o adam yuhalanmız mı? Kan alırlar, kan...
Bu 1 numaralı açıklama, tamamen '' Galatasaray taraftarı nankörlük edip başbakanı eleştirdi '' diyenlere gelsin ( Kral tv istek şarkı yazısı gibi oldu ).
2-) Velev ki başbakan yuhalandı ( bu '' velev ki '' sözünü de başbakandan öğrenmiştim, kaderin cilvesi ) , dünyanın her yerinde siyasiler yuhalanır ve hiç bir yerde sesini çıkarmasına izin verilmeyen halk nerede iktidar hakkında tepkilerini ortaya koyabilir başka ?
3-) Halkın vergileriyle yapılan bir stad ve başbakan tam bir padişah edasıyla '' Galatasaray ile hala anlaşma yapılmadı, bir allah'ın kuruşu katkı yapmadılar '' diyor, diyelim ki ''tek adam '' olarak Erdoğan yaptırttı stadı! fakat benim bildiğim etik olarak ve adab-ı muaşeret olarak bir insan verdiği hediye ya da lütfu hediye verdiği kişinin yüzüne vurmamalı, allah allah!!!
Ama bu iktidar, halkın vergileriyle kömür-mercimek ile yardım yapıp karşılığında oyları almaya alışmışlar, şimdi yine vergilerle böyle bir stad karşılığında sanırım 40.000 kişinin sevgi gösterisi yapmalarını bekliyorlardı, oh ne ala, vergileri akıt karşılığında itibar-oy-tezahürat vs.
4-) '' Galatasaray bir allah'ın kuruşu yardım etmedi '' lafı da kafamı kurcaladı, benim bildiğim Galatasar Ali Sami Yen stadındaki 40 küsur senelik kuulanım hakkından vazgeçti, TOKİ stad karşılığında Ali Sami Yen'in arsasını pazarlıyacak ve hatırladığım kadarıyla ikisi birbirini götürüyordu.
Bonus : O yuhalanmalar sayesinde uzun zaman sonra ilk kez Galatasaraylı olmaktan gurur duydum fakat Adnan Polat'ın Galatasaray adına herkesten özür dilemesi ve yuhalayanları tespit edeceğiz demesi de ( Yuhalamanın nesi suç , sen nasıl tespit edip bu insanların stada girişini engellersin ) beni çok utandırdı.
12 Ocak 2011 Çarşamba
zilliyet
Türkiye'nin en köklü gazetelerinden birinin internet sitesinde tamamen '' bulvar '' gazetesi mantığıyla haberler yayımlaması gerçekten düşündürücü. Her gün yaptıkları basit gramer ve dilbilgisi hatalarını geçtim, bir de üstüne yabancı forum sitelerindeki saçma sapan şaka ya da '' fake '' haberleri ''son dakika'' gelişmeleri olarak yayımlamaları '' yok artık '' dedirtiyor.
2 tane taze örnek aşağıda, 1. linkte '' istifasını verip rezil etti '' başlığıyla bir haber, güya Amerika'da tacizlerden bıkan yabancı bir çalışan bir fotoğraf kolajı yapıp patronunu rezil ediyor ve herkesin önünde istifa ediyor, haber yayımlandıktan hemen sonra haberin kurmaca ve şaka olduğu açıklanıyor ama ne gam!! Milliyet'in acar internet sitesi çalışanları bu haberi '' son dakika '' olarak gazeteye koyuyorlar.
2. linkte de '' süpermarketteki inanılmaz olay '' ile ilgili bir haber, güya ABD'de bir markette kasiyer yanlışlıkla göğüslerini de tartıya koyuyor ve müşteri 5 sterlin fazla veriyor. ABD'nın bu eyaletinde herhalde sterlin kullanılmaya başlandı ve bizim haberimiz yok!! Tartıda 5 sterlin gelen göğüsler de ayrı bir araştırma konusu olabilir bu arada.
http://www.milliyet.com.tr/istifasini-verip-rezil-etti-/yasam/haberdetay/12.08.2010/1275400/default.htm
http://www.milliyet.com.tr/supermarkette-akil-almaz-olay-/dunya/sondakika/10.11.2010/1312335/default.htm
2 tane taze örnek aşağıda, 1. linkte '' istifasını verip rezil etti '' başlığıyla bir haber, güya Amerika'da tacizlerden bıkan yabancı bir çalışan bir fotoğraf kolajı yapıp patronunu rezil ediyor ve herkesin önünde istifa ediyor, haber yayımlandıktan hemen sonra haberin kurmaca ve şaka olduğu açıklanıyor ama ne gam!! Milliyet'in acar internet sitesi çalışanları bu haberi '' son dakika '' olarak gazeteye koyuyorlar.
2. linkte de '' süpermarketteki inanılmaz olay '' ile ilgili bir haber, güya ABD'de bir markette kasiyer yanlışlıkla göğüslerini de tartıya koyuyor ve müşteri 5 sterlin fazla veriyor. ABD'nın bu eyaletinde herhalde sterlin kullanılmaya başlandı ve bizim haberimiz yok!! Tartıda 5 sterlin gelen göğüsler de ayrı bir araştırma konusu olabilir bu arada.
http://www.milliyet.com.tr/istifasini-verip-rezil-etti-/yasam/haberdetay/12.08.2010/1275400/default.htm
http://www.milliyet.com.tr/supermarkette-akil-almaz-olay-/dunya/sondakika/10.11.2010/1312335/default.htm
11 Ocak 2011 Salı
burada gülmemiz mi gerekiyordu ?
http://antoniobenerrivo.blogspot.com/2011/01/karabuk-uyuma-emenikeye-sahip-ck.html 'dan alıntıdır:
Aşağıda linki var. Ceyhun Yılmaz, Okan Bayülgen’in programına konuk olmuş. Ekranda Ceyhun Y’nin Kardemir Karabüksporlu Emenike’yi konuk ettiği programın görüntüleri. Tam o sırada Okan B. son dönemde klasikleşen küstahlıklarından birini yapıyor: “Bu nedir hocam? Tekneyle gelen arkadaşlardan mı?”
Lafı evelemeye gevelemeye gerek yok: Okan B., televizyon kariyerinin en utanılacak programına imza atmıştır ve en kısa sürede Emenike’den ve ‘tekneyle gelenler’ diye aşağıladığı insanlardan özür dilemelidir (yetmez ama evet). Sadece derisinin rengi nedeniyle Emenike’yle dalga geçmesinin, kendisine ‘bu’ diye hitap etmesinin her hangi bir bahanesi olamaz. İnsan ticareti sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın içini burkan sarsıcı hikayelerle dolu bir meseledir. Bir TV şovuna malzeme edilemeyecek kadar üstünde hassasiyet gösterilmesi gereklidir
http://www.ajansspor.com/video/v/20110110/emenike_icin_sok_sozler.html#yorumlaroku
Aşağıda linki var. Ceyhun Yılmaz, Okan Bayülgen’in programına konuk olmuş. Ekranda Ceyhun Y’nin Kardemir Karabüksporlu Emenike’yi konuk ettiği programın görüntüleri. Tam o sırada Okan B. son dönemde klasikleşen küstahlıklarından birini yapıyor: “Bu nedir hocam? Tekneyle gelen arkadaşlardan mı?”
Lafı evelemeye gevelemeye gerek yok: Okan B., televizyon kariyerinin en utanılacak programına imza atmıştır ve en kısa sürede Emenike’den ve ‘tekneyle gelenler’ diye aşağıladığı insanlardan özür dilemelidir (yetmez ama evet). Sadece derisinin rengi nedeniyle Emenike’yle dalga geçmesinin, kendisine ‘bu’ diye hitap etmesinin her hangi bir bahanesi olamaz. İnsan ticareti sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın içini burkan sarsıcı hikayelerle dolu bir meseledir. Bir TV şovuna malzeme edilemeyecek kadar üstünde hassasiyet gösterilmesi gereklidir
http://www.ajansspor.com/video/v/20110110/emenike_icin_sok_sozler.html#yorumlaroku
10 Ocak 2011 Pazartesi
4. murat
Tayyip Erdoğan hamdolsun içki tüketimini caydırmak için önlem üstüne önlem aluıyor fakat ben Tayyip'i ekranda görünce kederimden bir 70'lik açmak geliyor içimden, tam bir paradoks.
AKP iktidara gelmeden önce yüzde 18 olan normal KDV'ye birden ÖTV eklendi ve toplam vergi oranı %63'e çıktı, ardından da bir şişe şarabın maktuh vergisini 1.30 tl'den 2.44 tl'ye çıktı. Zaten bireysel tüketimi caydırmaya çalıştıkarını biliyorduk ama şimdi turizm bölgelerine de el atmışlar.
Yeni yasa tasarısına göre artık denize nazır restoranlarda ve kır düğünlerinde de içki içilemeyecek, anlayacağınız yavaş yavaş bir mahalle baskısı geliyor, yakın gelecekte çoğu restoran denetimler ve baskılardan bunalıp sadece alkolsüz servise başlayacak.
AKP iktidara gelmeden önce yüzde 18 olan normal KDV'ye birden ÖTV eklendi ve toplam vergi oranı %63'e çıktı, ardından da bir şişe şarabın maktuh vergisini 1.30 tl'den 2.44 tl'ye çıktı. Zaten bireysel tüketimi caydırmaya çalıştıkarını biliyorduk ama şimdi turizm bölgelerine de el atmışlar.
Yeni yasa tasarısına göre artık denize nazır restoranlarda ve kır düğünlerinde de içki içilemeyecek, anlayacağınız yavaş yavaş bir mahalle baskısı geliyor, yakın gelecekte çoğu restoran denetimler ve baskılardan bunalıp sadece alkolsüz servise başlayacak.
Mazlum'u getirin bana, Mazlummm!!
Türk spor gazeteciliği tipi sallama haberlerinden biri daha, şimdiye kadar gördüklerimden yaratıcılıkta ilk 3 'e girer , haberde yazana göre dünyada istediği oyuncuyu alabilecek güçte Real Madrid'in antrenörü Mourinho soyunma odasında '' bana beşiktaş'lı Almedia'yı getirin ulan '' diye bağırıyormuş, hatta 35 milyon Euro'ya aldıkları Benzema ile takas etmek istiyormuş.
Uğruna soyunma odasının koridorlarını inlettiği adamın bonservis değerinin sadece 5-6 milyon euro olduğunu ( Di Maria gibi bir balona bile 25 milyon euro verdi Real Madrid ) ve Almedia'nın yıllardır çok kolay şekilde alınabilecek pozisyonda olmasını ( Mourinho'nun memleketlisi ve Real Madrid'de oynama faktörü ) bir kenara bırakıyorum, haberdeki Mourinho'nun ağzından çıktığı iddia edilen Türk tipi tepki ifadeleri beni benden aldı.
'' Tüm yük Ronaldo'nun omuzlarında, yetti artık , artık görsünler '' tipi ifadeler artı '' sıf yönetimi gıcık etmek için başkanın çok sevdiği Benzema'yı oyundan aldı '' gibi bir ifade gerçekten eşsiz.
10 puan Milliyet Spor'a gidiyor ve Samuel Eto'o'ya zamanında Fenerbahçe forması giydiren Fotomaç'ın bir resmiyle yazıyı bitiriyorum.
Uğruna soyunma odasının koridorlarını inlettiği adamın bonservis değerinin sadece 5-6 milyon euro olduğunu ( Di Maria gibi bir balona bile 25 milyon euro verdi Real Madrid ) ve Almedia'nın yıllardır çok kolay şekilde alınabilecek pozisyonda olmasını ( Mourinho'nun memleketlisi ve Real Madrid'de oynama faktörü ) bir kenara bırakıyorum, haberdeki Mourinho'nun ağzından çıktığı iddia edilen Türk tipi tepki ifadeleri beni benden aldı.
'' Tüm yük Ronaldo'nun omuzlarında, yetti artık , artık görsünler '' tipi ifadeler artı '' sıf yönetimi gıcık etmek için başkanın çok sevdiği Benzema'yı oyundan aldı '' gibi bir ifade gerçekten eşsiz.
10 puan Milliyet Spor'a gidiyor ve Samuel Eto'o'ya zamanında Fenerbahçe forması giydiren Fotomaç'ın bir resmiyle yazıyı bitiriyorum.
mitch
Daha anlatacak çok şeyi varken erken yaşta göçüp giden en sevdiğim stand-upçı Mitch Hedberg ' ün en sevdiğim laflarını aşağıya yazıyorum ( Türkçeye çevirince bir b.ka benzemiyor o yüzden ingilizce )
* My lucky number is four billion. That doesn't come in real handy when you're gambling . "Come on four billion!... Fuck! Seven. Not even close ''
* One time, this guy handed me a picture of him, he said,"Here's a picture of me when I was younger." Every picture is of you when you were younger. "Here's a picture of me when I'm older." "You son-of-a-bitch! How'd you pull that off?
* Sometimes I wave to people I don't know. It's very dangerous to wave to someone you don't know because, what if they don't have a hand? They'll think you're cocky. "Look what I got motherfucker ''
* My fake plants died because I did not pretend to water them.
* I'd like to make a vending machine that sells vending machines. It'd have to be real fuckin' big!
* My lucky number is four billion. That doesn't come in real handy when you're gambling . "Come on four billion!... Fuck! Seven. Not even close ''
* One time, this guy handed me a picture of him, he said,"Here's a picture of me when I was younger." Every picture is of you when you were younger. "Here's a picture of me when I'm older." "You son-of-a-bitch! How'd you pull that off?
* Sometimes I wave to people I don't know. It's very dangerous to wave to someone you don't know because, what if they don't have a hand? They'll think you're cocky. "Look what I got motherfucker ''
* My fake plants died because I did not pretend to water them.
* I'd like to make a vending machine that sells vending machines. It'd have to be real fuckin' big!
yaratıcı bir uygulama
Herkesi kendi gençliklerinde yaptıkları gibi '' karsi cinse sadece saldirarak, taciz ederek, dokundururak!!! yaklasan insanlardan ibaret sananların alacağı bir karar bu , suç bunlarda değil, bunları tanrının yarattığı 2 cinsten birinden hep kaçırtarak yetiştiren anne-babalarında ve çevrelerinde.
Mersin'deki Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi'nde erkek ve kız öğrencilerin birbirlerine 45 santimden fazla yaklaşmaları yasaklandı. Okulda yemekhaneler ayrıldı, sıraların önüne etek giyen kız öğrenciler için ek tahta yapıldı.
MERSİN - Mersin’de bulunan Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, diğer okullardan farklı bir uygulamaya ev sahipliği yapıyor.
Okul Müdürü İbrahim Tol, erkek ve kız öğrencilerin birbirlerine en fazla 45 santim yaklaşabileceklerini duyurdu.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayından bu yana devam eden '45 cm kuralı'na göre okulda yemekhaneler bile ayrıldı, sıraların önüne etek giyen kız öğrenciler için ek tahta yapıldı.
Uygulamaya öğrenciler ve veliler isyan ederken, okul müdürü odasından dışarı çıkmamayı tercih etti.
Protesto gösterisi sürerken okula gelen Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Dağ da velilerin sorularını yanıtsız bıraktı.
kim tutar seni
Başbakanımız muhteşem CV'sine yeni bir halka daha ilave etti ve artık görünüşe göre sanat eleştirmenliğine de el attı . Benim önerim '' yok böyle dans '' yarışmasındaki çiftlere de direkt kendisi puan versin ya da güzellik yarışması jurisinde Hıncal Uluç ile yan yana otursun.
Kibariye'nin Recep Tayyip Erdoğan'a yaptığı haklı övgüyü verip aşağıdaki yazıyı aktarayım : '' Çok yakışıklı bir adamsın. Çok güzel bir adamsın. Çok güzel konuşuyorsun. Helali hoş olsun. Üstüne tanımam anacım ''.
Kibariye'nin Recep Tayyip Erdoğan'a yaptığı haklı övgüyü verip aşağıdaki yazıyı aktarayım : '' Çok yakışıklı bir adamsın. Çok güzel bir adamsın. Çok güzel konuşuyorsun. Helali hoş olsun. Üstüne tanımam anacım ''.
İSTANBUL - Kars'ta toplu açılış töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu tarafından yaptırılan 'İnsanlık Anıtı'na tepki gösterdi.
Erdoğan, "Hasan Harakani'nin türbesinin yanına bir ucube koymuşlar, garip bir şey dikmişler. Oradaki tüm vakıf eserlerinin, o sanatkârane eserlerin olduğu yerde böyle bir şey olması düşünülemez. Konuyla ilgili olarak belediye başkanımız görevini süratle yerine getirecektir. Bunu süratle bekliyoruz. İnşallah ilk gelişimizde bunu da göreceğiz. O bölgeyi de gayet güzel bir park haline belediye getirecektir.'' diye konuştu.
Eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu'nun girişimleriyle ünlü heykeltraş Mehmet Aksoy tarafından yapılan 'İnsanlık Anıtı' 2009 yılında Üçler Mahallesi’ndeki tepeye dikildi.
Bu arada bu olayda asıl kızılması gereken olay, başbakan'ın bir sanat eserini eleştirmesi değil, direkt '' ucube '' demesi ve bundan kendine vazife çıkaran belediye başkanının da eseri yıkma kararı aldırmasıdır. Bu eserin bölgedeki bir '' türbe ''nin önünü kapattığını da hatırlatayım, birisi inanç sömürüsü mü demişti? öhmm-öhmmm ...
7 Ocak 2011 Cuma
durmak yok yola devam
''Yetmez ama evet'' çilere bu konu hakkındaki düşüncelerini sormak lazım ( yetmez ama evet'i de hiç bir zaman anlayamadım, niye yetmiyor kardeşim parlamentoda çoğunluğa sahipsin , yettir işte ), neyse konuyu dağıtmadan yeni bir kanun tasarısını kopyala-yapıştır marifetiyle aşağıya koyuyorum:
RTÜK yasa tasarısının 1. bölümü kabul edildi TBMM Genel Kurulu'nda, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü kabul edildi. Tasarıda başbakan veya görevlendireceği bakan, geçici yayın yasağı getirebilecek.
Romalıların insanlığa yaptığı en büyük kötülük
Bir önceki postta Mr. Lewin'in MIT'de dersi ' çorap üstüne sandalet ' şeklinde anlatması üzerine ufak bir araştırma yaptım ve görünüşe göre tarihte bu abidik-gubidik modayı ilk yaratan romalılarmış.
Bir kazı çalışması sırasında bulunan 2.000 yıllık bir sandalda bulunan tırnak arası pas-kir karışımı maddeye istinaden bu kanıya varılmış. Bu arada kazı çalışmasında yer alan bir arkeolog'un açıklamaları da tam komedi:
'' Romalılar dünyayı şekillendirmiş olabilirler ama pek stil sahibi değillermiş, maalesef çocuklarını utandıran tüm babalara ilham vermişler '' .
Konu açılmışken, eski Romalılar acaba ülkemize gelen alman turistlerin atası olabilir mi!! :):)
Bir kazı çalışması sırasında bulunan 2.000 yıllık bir sandalda bulunan tırnak arası pas-kir karışımı maddeye istinaden bu kanıya varılmış. Bu arada kazı çalışmasında yer alan bir arkeolog'un açıklamaları da tam komedi:
'' Romalılar dünyayı şekillendirmiş olabilirler ama pek stil sahibi değillermiş, maalesef çocuklarını utandıran tüm babalara ilham vermişler '' .
Konu açılmışken, eski Romalılar acaba ülkemize gelen alman turistlerin atası olabilir mi!! :):)
Urfa'ya Oxford geldi
İnternet aleminde beni en çok heyecanlandıran 2-3 siteden birisi ( heyecanlandıran website'si derken bekarken girdiğim bazı siteleri kastetmiyorum !! ) diyebilirim http://www.academicearth.org/ için. Dünyanın en iyi üniversitelerindeki profesörlerin neredeyse tüm derslerini kayıt olmadan-ücret ödemeden izleyebileceğiniz bir site, müthiş bir bilgi kaynağı. 2. sınıf bir gazete başlığı gibi olacak ama bu ünlü üniversitelere gitmenize gerek kalmadan oturduğunuz yerden dersleri takip etmenizi sağlayan bir site.
Ben MIT'ın fizik profesörü Walter Lewin'in derslerine kafayı taktım, çok derinlemesine anlamasam da uyguladığı metotlar, öğrencilerin ilgisini hep canlı tutması ( MIT'de pek gerek kalmıyor aslında ) ve fiziği sokak diliyle anlatması muazzam. Bu arada sömestr'in ilk dersinde anlattığı '' measurements of space and time '' dersinde çorap üstüne sandalet giymesi de ilgimi çekti, herhalde bizim üniversitelerde yapsa hakkında disiplin soruşturması açılırdı.
Ben MIT'ın fizik profesörü Walter Lewin'in derslerine kafayı taktım, çok derinlemesine anlamasam da uyguladığı metotlar, öğrencilerin ilgisini hep canlı tutması ( MIT'de pek gerek kalmıyor aslında ) ve fiziği sokak diliyle anlatması muazzam. Bu arada sömestr'in ilk dersinde anlattığı '' measurements of space and time '' dersinde çorap üstüne sandalet giymesi de ilgimi çekti, herhalde bizim üniversitelerde yapsa hakkında disiplin soruşturması açılırdı.
6 Ocak 2011 Perşembe
'' Alem'in kralı '' cimbomda
Bu transferin 2 açıklaması olabilir: Ya Kazım Kazım '' Anadolu yakasındaki barlardan sıkıldım, bir de Avrupa yakasını deniyeyim dedi '' ya da Adnan brothers Aziz Yıldırım tarafından hipnotize edildi.
Kazım Kazım burada eleştirilecek bir konumda değil, Bilgin Gökberk'in dediği gibi babası Honalulu adasından, annesi KKTCden olan ve İngiltere'de siyahi olarak büyüyen bir adam , Türkiye'de futbol oynarsa ondan tabiiki de çılgın hareketler beklerseniz, burada asıl kızılması gerekn bu adamı Galatasaray'ın kapısından sokanlardır.
Serdar Özkan, Gökhan Zan ve Kazım'dan sonra Selçuk Şahin'i de alırlarsa kare ası tamamlamış olacaklar. Şaka bir yana her takımın dibe vurduğu bir dönem vardır ve Galatasaray da bunu yaşıyor, zaten bu Mart ayında seçim olmadığı için ( araştırınız : seçim dönemlerindeki büyük takım transferleri ) fazla bir transfer beklememek gerekirdi ama bu kadar dinamit niyetine adam beklemiyordum.
Türk Telekom Arena'da asist Serdar Özkan'dan , ilk gol Kazım Kazım'dan.
Kazım Kazım burada eleştirilecek bir konumda değil, Bilgin Gökberk'in dediği gibi babası Honalulu adasından, annesi KKTCden olan ve İngiltere'de siyahi olarak büyüyen bir adam , Türkiye'de futbol oynarsa ondan tabiiki de çılgın hareketler beklerseniz, burada asıl kızılması gerekn bu adamı Galatasaray'ın kapısından sokanlardır.
Serdar Özkan, Gökhan Zan ve Kazım'dan sonra Selçuk Şahin'i de alırlarsa kare ası tamamlamış olacaklar. Şaka bir yana her takımın dibe vurduğu bir dönem vardır ve Galatasaray da bunu yaşıyor, zaten bu Mart ayında seçim olmadığı için ( araştırınız : seçim dönemlerindeki büyük takım transferleri ) fazla bir transfer beklememek gerekirdi ama bu kadar dinamit niyetine adam beklemiyordum.
Türk Telekom Arena'da asist Serdar Özkan'dan , ilk gol Kazım Kazım'dan.
Şişko Güliver
'Geçen gün Muzo ve Ertekin ile bizim Mehmet'in bebek'te açtığı harikulade restaurantta tatlılarımızı da bitirdikten sonra '' hadi kalkın bizim şu Selami'nin açtığı muhteşem alışveriş merkezindeki şu müthiş sinema salonuna gidelim '' dedim ' diye Hıncal Uluçvari bir sinema eleştirisine başlamak isterdim ama ı-ıh tarzım değil.
Birkaç ay önce sinemada sıradan bir filmin arasında gelecek filmlerin tanıtımı esnasında Jack Black'i New York'taki tipik bir metropolitan çalışma hayatının içinde '' loser '' olarak tasvir edildiği bir rolde görünce '' işte yine sıradan bir hollywood komedisi '' daha demiştim ki ta ki kahramanımızın çooooook uzaklarda bir adaya düşüp , binlerce parmak büyüklüğündeki insancık tarafından kuşatıldığını görene kadar '' bingo! '', işte yıllardır sinemada görmek istediğim film: '' Güliver'in gezileri ''.
Çocukluğumda '' Lorel ve Hardy '' ile birlikte en zevk alarak okuduğum diğer kitap da beyaz perdedeydi artık , en büyük 3 hayalimden biri gerçekleşti ( diğer ikisi fenerbahçe'nin küme düşmesi ve kendi ülkemin kralı olmak ! ).
Filmin kendisine dönersek, dün akşam sinemada izledim ve Güliver'in hayranı olduğum için objektif olamayacağım, bu filmin bir de DVD'sini alıp defalarca izleyeceğim. Yine de tarafsız bir gözle, çok da iz bırakacak bir film değil. Öncelikle uzmanlık alanı animasyon filmleri olan Rob Letterman'ın bu filme çok uymadığını söylemek gerekiyor, sanki etli-butlu bir cast ile çalışmaya alışamadığı için hala bu filmden bir animasyon çıkarmaya çalışmış gibi duruyordu. Halihazırda müthiş bir kurguya sahip olmasına rağmen filmin senaryosu ve replikler de zayıftı, hele filmin senaristinin Shrek gibi kült bir filmin senaristi olduğunu düşünürsek daha da şaşırdım.
Filmin olumlu yanlarına gelirsek , kıyafet seçimi, müzikler ve görsel efektler kalbur üstüydü ; Konunun kendisi zaten müthişti ve Jack Black gibi bir '' halk kahramanı '' na sahipti.
Biraz spoiler içermesine rağmen , özellikle devler ülkesindeki küçük kızın ' doll house ' una hapsolduğu sahnedeki espriler enfesti fakat devler ülkesindeki sahneleri neden bu kadar kısa tutmuşlar anlayamadım ( sanırım 2. filme sakladılar ).
Bu arada film sadece 3 boyutlu olarak izlenebiliyor ( bütün sinema salonları 3 boyutlu filmler için 3-4 lira ekstra ücret talep ediyor ) ki bu da bence filmin bir eksi yönüydü çünkü bu filmde 3 boyutlu olarak sunulacak fazla bir şey yoktu ( filmi izleyince 3 boyut olayının biraz zorlama olduğunu anlaycaksınız )
Bir Atilla Dorsay edasıyla filme puan vermem gerekirse, buyrun buradan yakın:
Cast seçimi - oyunculuk performansı : 7/10
Senaryo : 4/10
Kurgu : 9/10 ( bunu kitaba borçlu )
Müzik-kostüm-efektler : 7/10
Kıssadan hisse : Her hafta sinemaya giden bir insansanız , bu filmi de izleyin derim, ama öyle ahım-şahım, mutlaka ilk tercih olarak izlenmesi gereken bir film değil , klasik bir Rıdvan Dilmen repliği ile '' ama bir Alex değil tabii '' :) Elde un var, yumurta var, şeker var ama ekip sıradan bir helva çıkarmış ( oooo benzetmelere devam ).
Eacansev
Birkaç ay önce sinemada sıradan bir filmin arasında gelecek filmlerin tanıtımı esnasında Jack Black'i New York'taki tipik bir metropolitan çalışma hayatının içinde '' loser '' olarak tasvir edildiği bir rolde görünce '' işte yine sıradan bir hollywood komedisi '' daha demiştim ki ta ki kahramanımızın çooooook uzaklarda bir adaya düşüp , binlerce parmak büyüklüğündeki insancık tarafından kuşatıldığını görene kadar '' bingo! '', işte yıllardır sinemada görmek istediğim film: '' Güliver'in gezileri ''.
Çocukluğumda '' Lorel ve Hardy '' ile birlikte en zevk alarak okuduğum diğer kitap da beyaz perdedeydi artık , en büyük 3 hayalimden biri gerçekleşti ( diğer ikisi fenerbahçe'nin küme düşmesi ve kendi ülkemin kralı olmak ! ).
Filmin kendisine dönersek, dün akşam sinemada izledim ve Güliver'in hayranı olduğum için objektif olamayacağım, bu filmin bir de DVD'sini alıp defalarca izleyeceğim. Yine de tarafsız bir gözle, çok da iz bırakacak bir film değil. Öncelikle uzmanlık alanı animasyon filmleri olan Rob Letterman'ın bu filme çok uymadığını söylemek gerekiyor, sanki etli-butlu bir cast ile çalışmaya alışamadığı için hala bu filmden bir animasyon çıkarmaya çalışmış gibi duruyordu. Halihazırda müthiş bir kurguya sahip olmasına rağmen filmin senaryosu ve replikler de zayıftı, hele filmin senaristinin Shrek gibi kült bir filmin senaristi olduğunu düşünürsek daha da şaşırdım.
Filmin olumlu yanlarına gelirsek , kıyafet seçimi, müzikler ve görsel efektler kalbur üstüydü ; Konunun kendisi zaten müthişti ve Jack Black gibi bir '' halk kahramanı '' na sahipti.
Biraz spoiler içermesine rağmen , özellikle devler ülkesindeki küçük kızın ' doll house ' una hapsolduğu sahnedeki espriler enfesti fakat devler ülkesindeki sahneleri neden bu kadar kısa tutmuşlar anlayamadım ( sanırım 2. filme sakladılar ).
Bu arada film sadece 3 boyutlu olarak izlenebiliyor ( bütün sinema salonları 3 boyutlu filmler için 3-4 lira ekstra ücret talep ediyor ) ki bu da bence filmin bir eksi yönüydü çünkü bu filmde 3 boyutlu olarak sunulacak fazla bir şey yoktu ( filmi izleyince 3 boyut olayının biraz zorlama olduğunu anlaycaksınız )
Bir Atilla Dorsay edasıyla filme puan vermem gerekirse, buyrun buradan yakın:
Cast seçimi - oyunculuk performansı : 7/10
Senaryo : 4/10
Kurgu : 9/10 ( bunu kitaba borçlu )
Müzik-kostüm-efektler : 7/10
Kıssadan hisse : Her hafta sinemaya giden bir insansanız , bu filmi de izleyin derim, ama öyle ahım-şahım, mutlaka ilk tercih olarak izlenmesi gereken bir film değil , klasik bir Rıdvan Dilmen repliği ile '' ama bir Alex değil tabii '' :) Elde un var, yumurta var, şeker var ama ekip sıradan bir helva çıkarmış ( oooo benzetmelere devam ).
Eacansev
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)